-
1 toprak doyursun gözünü!
пусть земля́ его́ глаза́ насы́тит! -
2 toprak bilimci doyursun gözünü!
пусть земля́ его́ глаза́ насы́тит! -
3 toprak
1. озвонч. -ğı1) земля́killi toprak — гли́нистая по́чва
2) су́шаtoprağa ayak basmak — ступи́ть на зе́млю; сойти́ на су́шу
3) страна́; террито́рияtoprak bütünlüğü — территориа́льная це́лостность
4) земля́, земляно́й уча́сток2. озвонч. -ğıköylüye toprak dağıtmak — раздава́ть зе́млю крестья́нам
земляно́й, гли́няныйtoprak dam — земляна́я кры́ша
toprak kap — гли́няная посу́да
toprak pipo — гли́няная тру́бка
toprak taban — земляно́й пол
••- toprağı çekmiştoprak paklar — погов. моги́ла очи́стит ( скверного человека)
- toprağa düşmek
- toprak olmak
- toprağa vermek
- toprağına ağır gelmesin!
- toprağı bol olsun!
- toprak doyursun gözünü! -
4 toprak bilimci
земляно́й, гли́няныйtoprak bilimci dam — земляна́я кры́ша
toprak bilimci kap — гли́няная посу́да
toprak bilimci pipo — гли́няная тру́бка
toprak bilimci taban — земляно́й пол
••- toprak bilimciı çekmiştoprak bilimci paklar — погов. моги́ла очи́стит ( скверного человека)
- toprak bilimcia düşmek
- toprak bilimci olmak
- toprak bilimcia vermek
- toprak bilimciına ağır gelmesin!
- toprak bilimciı bol olsun!
- toprak bilimci doyursun gözünü! -
5 toprak
"1. earth, soil; dirt. 2. land. 3. elec. ground, Brit. earth. 4. earthen, earthenware, made of clay. 5. unpaved, dirt (road). 6. slang heroin, skag. -ına ağır gelmesin. I don´t like to speak ill of the dead, but... (said when one is about to say something uncomplimentary about a dead person). - aşınması geol. soil erosion. - atmak to move earth. -a bakmak to be nearing death, be at death´s door, have one foot in the grave. -ı bol olsun. May he rest in peace (said of a non-Muslim). - çekmek to haul earth (from one place to another). -ı çekmek /ı, ın/ for the earth (of a place not one´s home) to call (one) to it (said of someone who has died and been buried in a place he was only visiting temporarily). - doyursun gözünü. Nothing on earth can satisfy you!/Your greed is insatiable! -a düşmek (for a dead person) to be buried. -a girmek to be dead and buried. - işi earthenware. - kayması landslide, slump. T- Mahsulleri Ofisi the Agricultural Products Bureau (a government agency). - makinesi earthmover. - reformu land reform. - rengi 1. earth color. 2. earth-colored. - sahibi landowner. -a verilmek to be buried. -a vermek /ı/ to bury (a dead person). "
См. также в других словарях:
toprak doyursun gözünü — gözünü toprak doyursun … Çağatay Osmanlı Sözlük
toprak — is., ğı 1) Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü Kara toprak. Kireçli toprak. Killi toprak. 2) sf. Yer kabuğunun bu bölümünden yapılmış… … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünü toprak doyursun — kendinden olan veya kendisine verilen şey ne kadar çok olursa olsun, bununla yetinmeyenler için söylenen bir ilenme sözü … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük